BU MU DÜNYA
bu mu dünya şiir kitabı TebDer

Dünya




BU MU DÜNYA                   
“Korkağa İthafen”
 
 
Tatmin, çıkar, eğlence, para
Günümüzün değerleri
Erdemler masallarda hikâyelerde
Özgür düşünceden bahsetme
Köşeleri tutan tutmuş
Referansın yoksa yaşama
Çal, dolandır, kandır, yol,
Sonra affettirirsin kendini
Paran kadar adamsın
Bankada ne kadar kredin varsa
İşte senin değerin
Adam olsaydın paran olurdu
Azizlerden hiç bahsetme
Geçmişte kalan ne varsa
Kime ne fayda
Akrobat olmalısın
Takla atmalısın
Perendede uzman, amutta profesyonel
Cambaz olmalısın
Önce yanındaki arkadaşının
Ayağını kaydırmalısın
Engellemek için çırpınmalısın
Çatlamalısın ilerlediğini görünce
Cebin para dolunca unutursun
Yoksa yarı yolda kalırsın
Başkaları geçer seni
Tatmin edemezsen partnerini
Cep telefonları hazır
Anında gelir sıradaki
 
Düşünce, inanç, ideal
Hem komik hemde yalan
Sen dolandırıcılığı öğren
Okumana ne hâcet
Cepçiler, dilenciler daha rahat
Mutlaka öğrenmelisin
Yalamacılığı
Zayıf noktarını bulmalısın
Kandırmalısın
Övülmeyi pek severler
Aslansın, bir tanesin, büyüksün
İyi ki doğdun!
Herkesi, her şeyi aşağıla
Ne kadar aşağılık olsan da
Dini kullan, inançları sömür
Maskelerin çok olsun
Adamına göre şerbet ver
Nabız ölçmeyi bil
Fırıldaklığın kursuna git gerekirse
Utanmaz olmanın, yüzü kızarmamanın.
Namussuzluk örneğin
En namussuzu sen olmalısın
Gerekirse herkesi satmalısın
“Acıma kimseye, babana bile
Harca insanları anında
Fakirin gözünün yaşına bakma
Önce onu soy donuna kadar
Gebersin! Adam olsaydı fakir olmazdı. Zaten.”
Arkadaşlarını zenginlerden seç
Çulsuzla ne işin olacak
Deri yüzmeyi öğren
İlik emmeyi, kan içmeyi becer
Kurutuncaya kadar çek.
 
Neyine küfredilirse edilsin
Duymazdan gel, gülüp geç
Kötü zamanına gelmiştir de
Morali düzelince geçer
Sen işine bak, verene kul ol
Köle ol, it ol
Ne olursan ol zengin ol..!
Şeref, haysiyet, onur nene gerek
Kaç para eder ki bunlar
Beş para etmez. O halde
Ne gerek var
Para etmeyen şeylerle uğraşmaya?
Aklını kullan, şeytan ol!
Külahını ters giydir, elâlemin
Susuz getir dereden
İhbarcı, iftiracı, düzenbâz
Soysuz, yolsuz, ahlâksız
Hırsız olmak hem kolay
Hem zahmetsiz.
Gözünü aç, enâyi misin sen?
 
12.04.2011
TOKAT
  


BU KAÇINCI
"can'a"
 
Bu kaçıncı kovulduğum dergâh 
Bu kaçıncı?
 
On yaşımda falandım ilk
Doğum günü bir kız arkadaşımın 
Gazete kağıdına sarıp götürdüğüm kalem 
Hediyemi beğenmediğinden,
En son bir züccaciyeci
Siktir etti dükkanından, 
Büyük dedemin dergahı;
"Sübyancı Bedevi ile Celladı"
Dedim/yazdım diye
"Bir daha gelme en iyisi" dediler
Görmeyelim bir daha seni buralarda
Duymayalım sesini okumayalım yazdıklarını
Çocukları kadının
Babalarını kendinin bildiği
İkinci katında bir binanın
Üst katında bir eşcinsel.
Yatakhanesi bir otelin
Yeni gelen öğrenciler şuradan buradan
Bir odada on kişi var. Kimi aç, kimi tok
Kimi şen, kimi endişeli.
Göl kenarında bir dergâh yine
Zengin mûhîti. Ben yine yoksul, sermâyesiz 
Bir lokanta bulaşıklarını yıkadığım
Bir pansiyon, ödeyemediğim aidatını
Lise yıllarımda bir çırpınış 
Yeni bir şeyler öğrenme telâşı 
Yetmiş kişilik sınıf kovulan yine ben.
Esnaflardan bir kaç esnaf
Çay bedava, muhabbet bol
Gelen gidenin haddi yok hesâbı yok
İnsan kalabalığı Şangay sokakları.
Birahanesinde bir başka şehrin
Ancak bir biraya yeten parası
Sonrası, sen çıksan iyi edersin
Arkadaşına sahip ol, dağılacak buralar.
Hapisten bile kovulur mu insan 
Veya akıl hastanesinden bir başka şehrin
Birileri kapı köpeği,
Kovmak için birilerini maaşlı.
Evin sahibinin umurunda değil
Enâyîden bol ne var?
Bulamadıysan hâlâ kendine lâyık bir yer
Kendi gönül/könül sarayından iyi
Vîrâne, kendinden iyi dost.
Aradığın can işte orada.
 
27. OCAK 2024
TOKAT



FOSEPTİĞE
 
Karnını güzelce doyur
Aç kalmasın saldırgan
Sinsi Komünist insan müsveddesi
Ağzına da bir tasma tak
Isırmasın masum çocukları
Dinleyicilere maske dağıt
Mikrop kapmasın kimse
 
14 Ocak 2024
Tokat
 
HER NE OLURSA OLSUN
"aydın sorumluluğuna"
 
İnsanı, doğayı, börtü böceği seveceksin 
Vatanı, vatanı vatan yapanları
Tarihini, kültürünü, halkını kucaklayacaksın 
Sımsıkı sarıp sarmalayacaksın
Anlayacaksın çektiği acıları 
Dinleyeceksin gözünün içine bakarak
Saracaksın yarasını 
Soracaksın...
 
Kısacık insan ömründe neler yaşar, yaşamıştır
Nerelere takılıp hangi duvarlara toslamıştır 
Hangi ümitlere kapılıp kanmış, kandırılmıştır
Yanmış, yakılmış, kavrulmuş, savrulmuş
Dönmüş dolaşmış yine kendine gelmiş
Ne bulmuştur
Bıraktığı mirası nedir sonunda 
Vardığı tat, bulduğu doğru, bildiği bilgi
Ödeşmeleri veya yüzleşmeleri 
Afları, çektiği cezalar, kıvranmaları 
Hırsları ve arzuları
Kazancı
Kayıpları ve kalanlar
Geleceği kurmak için 
Bir daha kimse hata yapmasın desek de..?
 
 
3 NİSAN 2024
TOKAT
Semaha Şiir kitabından



SENİN İÇİN
"Özgür Yazargan' a"
 
Yaktım dünyayı senin için
Senin bebekliğinden belli kraliçeliğin
İstanbul sokaklarında 
Tıpkı senin gibi 
Bir kız çocuğu ellerini ısıtıyordu 
Trafikte duran arabanın eksozunda 
İçim yandı, acıdım.
Kuyuya doldurulan kızlar geldi aklıma 
Bundan beş yüz sene önce
İç savaşlarda babasız, dedesiz kalan kızlar
Saçları sarı tıpkı seninki gibi
Sarı saçlı halam geldi aklıma 
Ninemin anlattığı 
Anlatırken ağladığı
"Küçücük elleri vardı
Süpürürdü şu merdivenleri
Bakamadım. Hastalıktan öldü
Yedi yaşında".
 
Sonra hep mutluluk olsun istedim
Hep sevinç, sevgi, aşk, eğlence...
Her insanın her istediği olsun istedim
Her çocuk, her bebek hep gülsün
Kimse üşümesin 
Hastalıktan ölmesin güzel çocuklar
Üzülmesin anneleri
Birileri zorbalık yapmasın
Haksızlık etmesin kimse
Kimse kimseye yan gözle bakmasın
Yetsin herkese her şey
Açlık, açgözlülük olmasın. 
 
Çabaladım taa çocukluğumdan beri
El arabasında nohut sattığım günler 
Geldi aklıma. Çaycılık yaptığım,
Bankalar Caddesine serip kitapları
Dergileri, oyuncakları sattığım,
Araba temizlediğim, bulaşık yıkadığım
Sokakta kaldığım günler...
Her ne yaptımsa;
Dünyanın en güzel ve en korkunç günlerinde 
Her başkentinde
Her çocuğunun saçını okşadımsa 
Gözlerinin içine bakıp
"Kraliçem, hep senin için"
Dedimse;
Hepsi senin için.
 
1 Mayıs 2024
TOKAT
Şiirle Semah kitabından 
 

 
BİR DELİ
"..."
 
Oğulcuğum,
Ben de kendimce arıyorum bir deli;
Emânetimi/mîrâsımı bırakacağım kendisine
Rüyasını gördüğüm:
"Musa benim, Musa ile konuşan da benim
O ben Ali bin Ebi Tâlip değilim,
Konuşan Kur'an benim
Geçmiş benim, gelecek benim
El'an benim. Can benim. Canan benim,
Tıpkı sendeki ve her candaki can gibiyim"...
 
25 Mayıs 2024
TOKAT
Semaha Şiir kitabından
 


BİARA NEARA
"âşıklara"

"Biara Sevişelim" sloganı bana aittir.
İnsan denen varlığın arzularını keşfedince
Uydurdum.
İlkönceleri yadırgayıp
"Neara" diye soranlar oldu.
Soruyu Kant' ın kupkuru, tatsız tuzsuz
Görev Ahlâkına dayayınca ben,
İyice kızıp köpürenler çoğaldı.
Daha sonra Deutschstunde' yi
Örnek gösterip, "düşünelim biraz" dedim.

Eğer söyleyebilseydi her âşık
Tıpkı benim söyleyebildiğim gibi;
Sevişebilseydiler biara.
Ne kütüphâneler dolusu aşk şiir kitabı olurdu
Nede âşk acısından yanıp kavrulanlar.
Ayrılık, hasret, çâresizlik, Platonik duygular
Ve benzerleri...
Belki savaşlar bile olmazdı.
Hatta devlet denen kurum
Ordular kurup asker yetiştirmezdi.
Ölmeye ve öldürmeye yemin etmiş
Genç erkekler özellikle
Sıralarını beklemezdiler
Askerlik şubelerinin önünde,
Cephelerde.
Anneleri veya sevgilileri de yol gözlemezdi.

Ne bileyim!

Bugün Suriye, Gazze, İsrail, Lübnan, Ukrayna
Dün 1. ve 2. Dünya Savaşları olmazdı belki
Belki her isteyen istediği ile mutlu
Her isteyen, kısacık insan yaşamında
Her istediğine ulaşırdı.
Vazgeçerdi belki tadını aldıktan sonra
Beklerdi veya ne güzel.
Ölüler - cansızlar âleminde yaşamazdı kimse
Kimse hayallerini yarına veya
Âhirete bırakmazdı.
Yalancı dinler ve ideolojiler olmazdı.
Kimse kimseyi kandırmaz
Herkes doğru söylerdi.
-Mahkemelere bile gerek kalmazdı.
Ne haksızlık olurdu nede zûlüm
Vergi gelirleri devlet memurlarını
Beslemeye ayrılmazdı.
Kaçmazdı kimse ülkesinden
Saklanmazdı birileri kuytularda.
Sevgiyle büyütülmüş örnek oğullar
Annelerinden uzakta
İstanbul' dan ayrı yaşamazdılar.

Ne bileyim?

05 Haziran 2024
TOKAT


 

KALDIRILASI FETVÂLAR
"el Muntekîm' e"
 
Kanı, malı, nâmusu hâlâ helalsa Kızılbaşın
Bir şâh-ı merdân çıkıp kaldırsın bu fetvâları!
Ocakları gûlatsa fukarânın
Kuyulara dolduruluyorsa 
Güzelim kız çocukları 
Anne babalarının cesetlerini yiyorsa 
Sokak köpekleri
Dedelerinin ve nenelerinin...
Yine ordular kuruyorsa birileri bir yerlerde
Yine donanmalar sıraya giriyorsa, 
Cemevlerini yıkmak sazı kırmak için,
Yaban domuzları yiyorsa bir başka yerde
Başka orduların askerlerinin ölülerini.
Soğuktan titriyorsa bir kız çocuğu,
Sizi Allah'a şikâyet edeceğim diyorsa bir oğlan,
Annesinin sütü olmayan memesine
Sarılıyorsa bir bebek.
Kamburu çıkmış
Yaşlı kadın, saçı başı dolaşık 
Üstü başı toz toprak içinde
Yol gözlüyorsa,
Son bir ümit ölmeden 
Hiç olmazsa kokmadan bedeni 
Yıkansın istiyorsa. Bir taşı
Başucunda diliyorsa.
Uzak illere gönderdiği yavrularından 
Bir haber, bir gelen bekliyorsa
Bir muntekîm kaldırsın bu fetvâları. 
 
Şâirim. Duygu adamıyım.
Nesîmî, Fuzûli, Pir Sultan Abdal, Kul Himmet...
Kasırga, fırtına, sel, deprem, yangın olurum
Tiran Şah İsmail, Gaddar Timur, Hunhar Attila
Olduktan sonra Hatâi olmasını da bilirim;
Asaf'la şarap içip
Bedrettin ile semâh dönmesini de,
Ali' nin dizine dayayıp dizimi 
Hüseyin' in kanını almasını da,
Saçlarını taramasını, yüzünü öpmesini Rukîyye'nin. 
Esma' nın gözyaşını silmesini,
Abbas' ın Anası' nın sorusunu cevaplamasını bilirim.
 
Kasırga olurum, deprem olurum 
Savaş olur yakarım gerekirse
Kaldırsın birileri bu fetvâları. 
 
30 Ağustos 2024
TOKAT 

 

KENDİ GERÇEKLİĞİM
"hepsi film gibi"
 
On altı intermet sitesi kurdum.
Her biri ayrı bir evren.
İlk önce kendi öğrencilerim olsun istedim. 
Diplomalı öğretmenim ben.
Kimsenin o güne kadar yapmadığı,
Bilmediği bir sistem kurdum.
Online Eğitim...
En basitinden, her ay bir kitap okuttum.
Onu temel, ikisi seçmeli ders koydum.
Her ay sonu bir sınav yaptım. 
Tümü online, e-mail yoluyla.
O zaman şimdiki gibi
Canlı yayınlar, çoklu odalar filan yoktu.
Otuz milyon Web arasından 
İki yıl üstüste birincilik kazandım.
Yaratıcı ve uygulanabilir bulundum.
 
Daha sonra öğrencilerimi değerlendirmek için;
Diyalog Sanat ve (ArtCRITICS)
Platformlarının da yaratıcısıyım ben.
 
Bir milyon tablo,
Bin yüz diyalog,
Bin şiir,
Yüz bin mezun... 
Hepsi benim. Bana ait. Benim eserim.
Yazargan sitemde toplayıp
Tüm siyasi tecrübelerimi 
Anlattım bildiğim ne varsa
Delilleriyle gün gün, saat saat
İsim listeleri ve yaptıklarıyla. 
Öngörülerimi yazdım,
Çoğu gerçekleşen.
 
Kimsenin cesaret edemediği 
Açık adresimi, iletişimimi
Ve İBANIMI yayımladım.
Onlar yürek taşıyamadıklarından...
Gırtlak gırtlağa kavgalara girdim
Çoğu başkaları için.
Bir sokak köpeğine cebimde 
Ekmek taşıdığım çocukluğum 
Geldi aklıma;
Ertesi günlerden bir gün
Naylon iple boğulup öldürülen köpek,
Yavruları memelerini emmeye çalışan.
 
"Milyonlarca ziyaretçi
Her gün girip çıkan
Gelip giden
Durup okuyan
Karıştıran, kurcalayan
Bir şeyler arayan
Bulan veya bulamayan"
Çoğu hırsız gibi...
Tek kuruş 
Bedel ödemeden
Öylece çekip giden.
 
22 Eylül 2024
TOKAT


 

PRÖFÖSÖRLERİMİZ
"hahahahaha"

Aman ha, bir şey demeyin
Diploma alamazsınız sonra 
Aç kalır, bir dilime muhtaç kalırsınız 
Kızdırmayın başkanı..!

Elazığ' ın bir köyünden
Tezek yığınının içinden 
Veya Erzurum' un bir dağ kasabasından 
Çıkıp gelip büyük şehre
Hayvandan çok insan yüzünün olduğu...
Tırnaklarınızla tırmanıp çıktığınız makam
Avrupalı bir asgâri ücretli kadar maaşı.
New York' ta sosisli satan
Dil bilmez göçmen sizden daha zengin.
O'lum dedim Türkçenin de içine ettiniz
Sanatın da...
Devlet sizi neden maaşa bağladı biliyor musunuz?
Sırf sanatın içine sıçmanız için.
Babadan oğula, anadan kıza sanat saltanatı
Ye babam ye, yağma Hasan' ın Böreği.
Hiyerarşi, makam, mevki, bürokrasi 
Kapılmış bir koltuk maaş garanti
Emeklilik, Sağlık Sigortası, Prim, Extra
Yolluk, Harcırâh...
Dışardan da kaptın mı yüzdeliği 
Sermâyeni tamamlarsın böylece 
Sen olmazsan bile belki torunların 
Günyüzü görebilir günün birinde 
Sonuçta, s*keyim sizin yolunuzu
Encâmınızı, varınızı yoğunuzu
Varlığınızı, yokluğunuzu...

30 Kasım 2024
TOKAT

 

ZAMÂNE İDÂRECİLERİ 
"merd' e"

Çamlıbel virâne, bakımsız, ötelenmiş
Ve göz ardı edilmiştir çünkü
Sevmez bunlar Köroğlu' nu.
"Kötüler meydanı doldurmuş 
Mertle dolmalı meydan" diyen Köroğlu 
Cam şisesini vurduğu için yere saltanatın 
Çamlıbel lanetlenmiştir onlarca bugün.

Sefil Vahdeddin, Baykuş Abdulhamid
Daha uygundur zamâne yöneticilerine.
Atatürk filân kaçılası bir aslan.
Tilkilerin, çakalların, sırtlanların
Tarla farelerinin, tünel sıçanlarının 
Ne işi olur aslanla, koç yiğitle..?

Açgözlü, doymak bilmez, doyumsuz
Tatminsiz, ikrarsız kısaca kalleş
Nâmert yani şimdiki yöneticiler 
Ne vicdanları var, nede ahlakları 
Erdem filan kötü hayâl, aptallık. 
Arpalık devlet, yolunası kaz halk
İstismar aracı din ve iman
Uzak fetihler, donanmalar, dronlar 
Tenekeden füzeler, 
Her evde üç kaleşnikof var.
Cephanelikler desen mermi dolu.
Dubai' nin yüksek kuleleri 
Camdan yapılı duvarları 
İçleri gayrimeşru, içleri pahalı 
New York özentisi bir şehir daha
Şanghay, iki yüz elli milyon
Chicago akıllı şehir
Çamlıbel' de hâlâ sığırlar geziyor sokakta.
Beş yüz yıl mı oldu yoksa daha mı çok?
Osmanlının kîni, kalan çocuklarına 
Tıpkı Hind' in kîni gibi hani Yezid' in nenesi..!

İşte bu yüzden lanetledim sizi işte bu yüzden
Ne yaparsanız yapın karadeliğe dönüşen
Boşluk, yokluk, hiçlik, çaresizlik
Sizin alnınıza yazılan
Dönüp dolaşıp çıkamadığınız girdap
Cendere, ıstırap, kıvranış, işkence 
İşte
Bu yüzden
Bakıyorum gerçeğe ve her gün yeniden
Artırıyorum cezanızı
İnsan oluncaya dek...
Çekeceksiniz bu ağır cezâyı.

17 Mart 2025
TOKAT 
Afişini Bastırabilirsiniz
Birim Fiyatı: $25
%50 Paylaşıyoruz




















 

 

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol