Dört Şiir
İSTİYORUM
“Kraliyet ailelerine”
Dalga geçmek istiyorum kraliyet aileleriyle
Oldukları günden bu güne değin
İndirmek istiyorum donlarını aşağıya
Rezil etmek, rüsva etmek
Her birinin yüzlerini tokatlamak istiyorum
Tükürülmesini istiyorum yüzlerine
Sonuna değin ömürlerinin
İzlemek istiyorum, yüzlerine tükürülürken
Bir saniyede inmemeli giyotin
Bir anda vurmamalı başlarını kılıç
Her şey birden olup bitmemeli
Sürekli yok oluşlarını görmek istiyorum
Keyfini sürmek, tadını çıkarmak
Eğlenmek istiyorum
Tüm mazlumlar adına
ŞAŞKIN
“Sultan döllerine”
Türkçe bilmeyen
Sultan dölleri şimdi
Hala önlerinde eğilinen
Şaşkın.
Dedenin
Lanetlenmiş cesedi kokmuştu
Kilisenin tabutuyla gömülmüştü
Açlıktan sokağa düşmüştü
Dilenmişti
Diğer kuzenlerin
Aklını başına al! Sakın ha
Ucuz kurtuldunuz aslında
Dolaşıp durmayın bu sokakta
Beter olursunuz
Hak ettiğinizden
KARA YÜZ
“Bekir’e”
Sakalına küfrettiğim yobaz
Bilmem ne bakanı Bekir
Tarikatçı madrabaz, sahtekar, utanmaz
Ehli Sünnet vel Münafikun Mezhebi
“Ne mezhebi kardeşim
İslam İslam’dır, nerden çıktı bu yollar
Ali’nin yanında hükmü olur mu kimsenin?
Utanmadan arlanmadan neler uydurmuşsunuz?”
Hocaya sormuşlar
“Ehli Sünnet Vel Cemaat nedir?”
“Dört şartı vardır” demiş hoca
Birisi:
İlk ikiyi son ikiden üstün bilmek
İkincisi:
Teravih namazını cemaatle kılmak
Üçüncüsü:
Mestin üstüne mesh yapmak”
İlk iki Bekirle Ömer, son iki Osman ve Ali
Dübaraya bak şaşkaloz
Ali’nin yanında kimin olabilir hükmü?
Hakikat gözünün önünde
İnanmazsan bak tarihe bu güne
Kendini bulursun Süfyan’ın kucağında
Vay şaşkaloz
İhtiyacı mı var İslamın senin gibi dürzüye
Eksiği mi var, sen mi tamamlayacaksın?
Kaptırırsın tabi yakayı
Feto’ya, Diyanete, Vahhabiye, NATO’ya
Ne diyelim:
“Aman bizden uzak durun da
Ne haliniz varsa görün
Hatta
Daha da beter olun.”
Taştan betondan binalar yığmayı
İçine de insanları
Yanlarına da bir minare
Bağır sabahtan geceye kadar
Hayde, hayde
Anlamadığım dilden bir şeyler
Komik kıyafetler palyaço gibi
Tuhaf bakışlar deli gibi
Ne halin varsa gör
Geçme bir daha bu sokaktan
Mevlana’nın Meclisi diye toplanıp
Onu da üstünlerin üstünü sanıp
Medet umup, divan kurup
Hoplayıp, zıplayıp, debelenip...
Çömezidir O bizim yolumuzun
Tek başına semah olur mu?
Can cana, göz göze olmayınca
Canını kuyuya atıp yine siz
Cansız bırakan Mevlanayı
Nerde Şems
Kara Yüz
GÖKTÜRK HAYVANAT BAHÇESİ
“Erlere”
Seçimlerden önce kandırmadı mı bunlar milleti?
Hayvanat bahçesiyle, ikinci boğazla
Pasifik gibi Süveyş gibi
“Daha neler yapacağız, daha neler
Kaç milyon kişi daha öldüreceğiz, hele görün”
“Göktürk artık fezada
Artık hiçbir hedef hayal değil
Aptal milletim.”
Ahmet Hocanın – TÜBİTAK’tan tanıdığım
Üçüncü sınıf uydusuna sahip çıkıp
Kendisi yapmış gibi onu da
Çin’e gidince Zhaoi Amcaya
Onun da kuzeni Lie dayıya bizde selam
Kazakistan’ın sağ yanı yine Türkistan
Özerk Uygur
“İstikbal göklerdedir.”
Türkün saf iliğini emen
Sünnilik denen sülük sökülmelidir
Benden size dünyanın her yerinden
Her köyünden
Yüz yirmi bin er
19.12.2012
TOKAT